08 Eylül 2022 Perşembe İstanbul - Malatya - Aslantepe - Eskibağlar - Hazar Gölü - Harput - Elazığ

Sabah, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Pegasus Hava Yolları'nın saat 05:45'deki uçuşu ile
Malatya'ya hareket. Saat 07:25'de varış, karşılama ve 2021 senesinde
Dünya Mirası Listesi'ne giren
Aslantepe'ye doğru hareket. Yukarı Fırat havzasında neolitik ve kalkolitik döneme ait bir çok yerleşim bulundu, ancak M.Ö. 5.000'den, M.S. 11. yüzyıla kadar kesintisiz yaşam olan ve 8 arkeolojik katmandan oluşan bu şehir devletin özellikleri Aslantepe'yi ön sıra çıkarmakta. Höyükte yapılan kazılar sonucunda; M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö.3600-3500'lere ait tapınak, iki bini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştur. Elde edilen veriler, o dönemde Arslantepe'nin aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkez olduğunu göstermektedir. Özellikle burada göreceğiniz duvar resimleri eşsiz bir güzellik ve önemde. Sarayın kapısındaki aslan heykellerinin orijinallerini Ankara, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde görmek mümkün. Burada ise kopyaları bulunmakta. Aslantepe gezisindan sonra, Elazığ yakınlarında bulunan
Eskibağlar Şarap Evi'nde, yörenin üzümlerinden elde edilen şarapların tadımı. Ardından, harika kış manzaralarının ortasındaki
Hazar Gölü'nün kıyılarına varış ve
Sivrice'de gölün balıklarını tadacağınız öğle yemeği molası. Öğleden sonra,
Elazığ'a doğru yola devam ederek, tarihi
Harput Kasabası'na varış. Burada, M.Ö 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yaptırılan Harput kalesi gezisi. Ardından Pisa Kulesi'ni aratmayacak kadar eğik olan minaresinden dolayı
Eğri Minareli Camii olarak da anılan ve 1156-1157 yılları arasında, Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırılan
Ulu Camii ile
Arap Baba Türbesi ve
Meryem Ana Kilisesi gezilerinden sonra, bölge kadınlarının yaptığı takı ve dantellerin satıldığı
El Emeği Göz Nuru Çarşısı'nda son bir mola ve ardından
Elazığ'a varış, otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme. otelde.
09 Eylül 2022 Cuma Elazığ - Pertek - Sağmam Köyü - Çemişgezek - Başpınar Köyü - Kemaliye
Munzur Dağları'nın eteklerinde, harika manzaralar seyredeceğiniz unutulmaz bir gün: Sabah, kahvaltıdan sonra,
Pertek istikametinde hareket ve varışta Keban Baraj Gölü'nün sularından kurtarılarak, 1971-73 senelerinde yüksek tepelere taşınan, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Pertek Beyi Rüstem oğlu Baysungur tarafından yaptırılan
Baysungur Camii ile aynı bölgeye taşınan, 16.yüzyılda yapılmış
Çelebi Ağa Camii'lerinin gezilmesi. Baraj sularının yükselmesiyle bir adada kalan Pertek Kalesi'nin kıyıdan görülmesinin ardından
Sağman Köyü'ne doğru yola devam.
Sağmam Köyü'ne varışta, Artukoğulları sülalesinden bir Türk Beyi tarafından yaptırıldığı sanılan
Sağman Kalesi (Derun-i Hisar) ile 1555'te Keyhüsrev Bey'in oğlu Salih Bey'in yaptırılan ve taç kapısındaki oyma işçiliği dikkat çekici güzellikte olan
Sağman Camii gezileri . Ardından
Çemişgezek istikametinde yola devam. Yol üzerinde, eski adı
Bargini olan
Karabakır Köyü'nde mola vererek, önemli bir
Dersim Alevi Ocağı olan ve bu konumu
Sünköy ile tartışma konusu olan
Ağuçan Ocağı'nı ziyaret. Daha sonra, Munzur ve Murat Nehirleri arasında, Yılandağı eteklerinde ve 975 mt. rakımda kurulmuş Çemişgezek'e varış ve öğle yemeği. Şehrin ortasından geçen
Tağar Çayı'nın oluşturduğu vadi, hem güzelliği, hemde barındırdığı nesli tükenmekte olan vaşak ve benekli semender gibi canlılar açısından önemlidir. öğle yemeği için serbest zamanın ardından şehrin tarihi miraslarının keşfi. İlk olarak, şehre hakim bir tepede bulunan ve Selçuklu ile Osmanlı mimari tarzları arasındaki geçişi yansıtan
Yelmaniye Camii gezisi: Cami'nin günümüze kadar gelen görkemli taç kapısının taş işlemeciliği ve mezarlığındaki koç şeklindeki mezar taşları ilginçtir. Daha sonra, bir kaya üzerinde bulunan ve Pehlül Bey'in, uzun boylu oğlunun yattığı
Uzun Hasan Türbesi'ni ziyaret edip, Tahar Çayı üzerinde, şehir merkezine yakın bir konumda bulunan, 1807 yıllında Yusuf Ziya paşa tarafında inşa ettirilmiş
Tahar Köprüsü'nün ve
Derviş Hücreleri diye de anılan
İn Mağaraları'nın gezilmesi: Bozulmamış bir ekolojik yapıya sahip olan Tahar Vadisi'nin sarp kalker kayalarına oyulmuş bu odaların konut amaçlı yapılmış olmaları muhtemeldir. Daha sonra, olağanüstü manzaraları izleyerek, virajlı dağ yollarını aşıp
Başpınar Köyü'ne varış.
Munzur Dağı eteklerinde, 1400 mt. rakımda konumlanmış bu köyün, Tuğut'u andıran taş evlerle çevrili sokaklarını gezerken, kendinizi zamanın durduğu bir yerde hissedebilirsiniz. Burada verilecek molanın ardından,
Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü'nden geçerek
Kemaliye'ye varış ve otele yerleşme. Kemaliye mufağının lezzetlerinden oluşan akşam yemeği ve geceleme Vadi Kemaliye otelde.
10 Eylül 2022 Cumartesi Kemaliye Şehir Turu - Divriği - Bağıştaş (Tren ile) - Kemaliye

Sabah, kahvaltıdan sonra, yapımı 100 seneden fazla süren
Taş Yol gezisi ve dünyanın en büyük kanyonlarından olan
Karanlık Kanyon'da, eğer su seviyesi müsait ise tekne turu. Tekne turu esnasında kanyonun muhteşemliğini seyrederken, taş yolun hikayesi ile sizlere eşlik edecek. Ardından
Doğa Tarihi Müzesi gezisi. TÜBİTAK tarafından desteklenen "Doğa Müzesi'nde Bilimsel Bir Gezinti" isimli proje kapsamında kurulan ve yürütücülüğünü Prof. Dr. Ali Demirsoy'un yaptığı bu Doğa Tarihi Müzesi'nin hedefi ülkemizde doğa bilincini geliştirmek; kendi öz değerlerimize sahip çıkılmasını sağlamak; bölgenin ve ülkemizin biyoçeşitliliğinin ortaya çıkmasını sağlamak olarak saptanmış. Türkiye'nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan müzede, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve mineral türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergilenmekte. Daha sonra Kemaliye mimari dokusunun günümüze korunmuş olarak geldiği
Taşdibi Mahallesi, su değirmeni, mani yolu, Lökhane, Zincirli Kaya, hamam ve
kent merkezinin keşfi. Daha sonra, Fırat Nehri'nin bir kolu olan Çaltı Çayı Vadisi kenarında, çıplak ve vahşi görüntülü dağların ortasında, zengin demir madenleri barındıran toprakların üzerinde kurulmuş olan
Divriği'ye hareket. Varışta, şehrin eski konaklarının olduğu mahallede bulunan Ayanoğlu Konağı'nda yerel Divriği Lezzetlerinden oluşan erken öğle yemeği. Yemekten sonra, 1985 yılından beri
Dünya Mirası listesinde yer alan
Divriği Ulu Camii gezisi (tadilattan dolayı sadece dışarıdan görmek mümkün). Cami 1228-29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, Ahmed Şah'ın eşi ve Erzincan beyi Şah adlı bir mimara yaptırılmış. Plan tipi ve süsleme olarak benzeri olmayan bir eserdir. Camii ve Darüşşifa gezilerinin ardından
yöresel tren ile Kemaliye'nin İstasyonu olan Bağıştaş'a hareket. Yapacağınız
bir saatlik bu tren yolculuğu boyunca Doğu Ekspresi'nin en güzel manzaralarının olduğu Karasu ve Çaltı suyu vadilerini görebilirsiniz. Bir zamanlar, ilginç raslantılar sonucunda, Türkiye'nin en büyük kumarhanesine dönüşmüş olan
Bağıştaş'ta treni terk ederek Kemaliye'ye dönüş. Akşam, otelin yanında bulunan
Yalçıner çiftliğinde yöresel akşam yemeği, (Organik yaşam çiftliklerinden olan Yalçıner çiftliği, Buğday Derneği Tatuta Projesi'nin uygulandığı, çiftlik hayatında iş gücü desteği vererek tatil yapılan bir kurumdur). Yemekten sonra
Sarıçiçek Yaylası'na doğru çıkarak, şehrin ışıklarından kurtularak, gökyüzünü inanılmayacak kadar güzel izleyebileceğiniz kısa bir gece yürüyüşü ve sıcak içecek ikramları.11 Eylül 2022 Pazar Sırakonak, Apçağa, Yeşilyurt, Ocak ve Onar Köyleri - Arapgir - Malatya - İstanbul

Sabah, Kahvaltı sonrası, kaldırım taşı sokakları ve ahşap evleriyle şirin
Sırakonak Köyünden başlayarak
Apcağa köyüne kadar 45 dakikalık keyifli bir doğa yürüyüşü. Apcağa Köyü, şair
Ahmet Kutsi Tecer'in köyü olup şairin
Orada bir köy var şiirine konu olmuş. Kaya başı kır kahvesinde muhteşem Kemaliye manzarası eşliğinde çay-kahve molası. Ardından, Apcağa köyü ve Ahmet Kutsi Tecer kültür evi gezisi. Daha sonra,
Yeşilyurt Köyü'nde bulunan yaklaşık 150 yıllık
Yeşilyurt Cami'sinin harika tavan işlemelerini görmek üzere bir mola vererek, Alevi kültürünün önemli yansımalarının bulunduğu Kemaliye nin
Ocak Köyü' ne hareket. Yol üzerinde, öğretmen emeklileri olan Bekir ve Nermin Taştan'ın vadiye hakim bir kayanın tepesine inşa ettikleri ilginç evin ve Kemaliye manzarasınının fotoğraflarını çekmek için mola, ardından Ocak köyüne varış.. Ocak köyü önceleri
Şeyhler köyü adı ile tanınırmış. Köyün kurucusunun manevi dünyasına candan bağlı olanlar Ocak köyü adı yerine, genelde
Hıdır Abdal Sultan Ocağı ismini kullanmaktalar. Burada, ülkemizde Kültür Bakanlığı'na bağlı, bir köyde bulunan tek müze olan Ali Güler müzesini gezdikten sonra, Dutluca Bucağı'nda Fikret Usta'nın lokantasında yöresel tatlardan oluşan öğle yemeği. Öğleden sonra, Malatya'ya doğru hareket. İlk mola
Arapgir'de:
Mir-i Liva Ahmet Paşa Camisi ve
Millet Hanı gezileri. İsaoğlu mahallesinde bulunan Mir-i Liva Ahmet Paşa Camii'nin kitabesine göre cami, 1716 tarihinde, Osmanlı padişahı III. Ahmet'in annesi Rabia Gülnus Ematullah Sultan'ın kethüdası, Arapgirli Veliyüddin oğlu Hacı Muhammed Efendi tarafından yaptırıldığı yazıyor. Günümüze kadar gelen bu tarihi Cami Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edilerek restore edilmeye başlandı. İşi alan firma Caminin iç kısmında bulunan ve yer yer dökülen sıvaları kaldırınca, yerden tavana kadar uzanan 3 metre genişliğindeki motiflerden oluşan minber ortaya çıktı. Çarşı altında Çarşı camisinin hemen karşısında yer alan Millet Hanı'nın 1850'li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kesme taşlardan iki katlı olarak yapılan hanın ortasında avlu ve şadırvan bulunmaktadır. Bu han Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir. Hanın üst katı butik otel alt katı ise nostaljik alışveriş merkezi olarak kullanılmaktadır. Daha sonra, yol üzerinde bulunan
Onar köyündeki, 1200'ler den kalma ve eşsiz bir güzelliğe sahip Cemevi'ni gezerek, Malatya'ya doğru yola devam. Varış saatine göre şehir merkezinde molanın ardından Havaalanı'na transfer. Pegasus Hava Yolları'nın 21:00'de ki uçuşu ile İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket ve saat 22:40'da varış ve yolculuğun sonu.