İstanbul Havalimanı'ndan, saat 05:55'de, Türk Hava Yolları'nın TK2602 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 07:45'de varış

Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan, saat 06:45'de, AnadoluJet'inTK7210 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 08:25'de varış

Ankara Havalimanı'ndan, saat 07:40'da, AnadoluJet'inTK7140 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 09:00'da varış

İzmir Havalimanı'ndan, saat 05:40'da, SunExpress'in XQ9192 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 07:30'de varış

Antalya Havalimanı'ndan, saat 07:00'de, SunExpress'in XQ7112 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 08:40'da varış

Saat 09:15'de Diyarbakır Havalimanı'nda buluşma ve Silvan'a hareket. Varışta Ulu Camii, Selahaddin Eyyubi Camii, Atatürk Evi ve Malabadi Köprüsü gezileri. Öğlen yemeğinin ardından Tillo'ya doğru yola devam. Tillo'da İsmail Fakirullah Türbesi ziyareti: Türbe, İsmail Fakirullah'ın ölümünden sonra öğrencisi İbrahim Hakkı tarafından 18.yy.da inşaa edilen türbenin yanı sıra 8 köşeli ve 10 mt. yüksekliğinde bir kule yapan İbrahim Hakkı Hazretleri, türbenin doğusuna harçsız taşlarla birde duvar inşa etmiştir. Gece ve gündüzün eşit olduğu ekinoks günlerinde kalenin arkasındaki vadiden yükselen güneş bu duvara çarpmaktadır. Işık sadece duvarda bulunan pencereden geçmektedir. İlerde bulunan tepeden kırılan ışık türbenin penceresinden içeri girerek, İsmail Fakirullah Hazretleri'nin mezarının başını aydınlatmaktadır. Bu astronomi ve mimari harikasını gördükten sonra, muhtemelen 11.yy.da inşaa edilen ilk yapının yerine, 12.yy.da yeniden yapılan Siirt Ulu Camii gezisi. Şehir merkezinde bir molanın ardından, Deliklitaş'tan Botan Çayı'nın aktığı vadinin harika manzarasının kuşbakışı izlemesi. Akşam yemeği ve geceleme Barden otelde 4*.

Sabah, kahvatının ardından İdil'e doğru hareket. Nefes kesen manzaralara sahip, Kuzey ve Güney Mezopotamya arasındaki tek geçit olan ve Büyük İskender'inde buradan geçtiği söylenen "Krallar Geçidi" Kasrik Boğazı'nda bir mola vererek Mağara Köyü'ne varış. Eski adıyla Kivah olan bu Ezidi Köyü, güvenlik nedeniyle 1993 yılında tamamiyle boşaltılmış, 1910 dan itibaren kısmen geri dönüşler olmuş. İlginç mezarlıklara sahip bu köyde gezdikten sonra Süryani Haberli Köyü'ne giderek, Mor Dodo Kilisesi ve oradan da Öğündük Köyü'nde Mor Yakup Kilisesi gezileri. İdil'de, yerel bir lokantada öğle yemeği molasının ardından Meryem Ana Kilisesi'ni de gezerek Cizre'ye hareket. Varışda Kırmızı Medrese, Ulu Cami, Develer Hanı, Abdaliye Medresesi, Hamidiye Kışla binası, Aslanlı Kapı, Mem u Zin Türbesi, İsmail Ebu'l İz El-Cezeri Türbesi ve Zerdüşt tapınağı gezileri ve otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Divan otelde 5*.

Sabah, kahvatının ardından, gün boyu sınır bölgesinin yüksek dağlarından geçerek, adeta Türkiye'nin çatısında ve vadilerinde bir yolculuk. Kısa bir mesafe katederek Şırnak'a varış ve şehir merkezini tanıma gezisi. Daha sonra eski bir Keldani köyü olan Onbudak Köyü'ne hareket. 90'lı yıllarda tamamen terk edilen bu hayalet köyün keşfinden sonra Uludere'ye doğru yola devam. Uludere şehir merkezinde bir gezinin ardından, Süvari Kotra geçidinden geçerek, Zap vadisi boyunca Çukurca'ya doğru yola devam. Çukurca'ya varışta, önce yerel bir lokantada öğle yemeği ve ardından da, yerleşimi Urartular dönemine kadar uzanan Çukurca Kalesi ile 700 sene önceden başlayarak Kale'ye yaslanmış şekilde kesme taş ile inşa edilmiş Ermeni mahallesinin Tarihi Taş Evleri arasında oldukca keyifli bir gezi. Ardından suyla çalışan 400 yıllık değirmende tahin üretimini görüp çay kahve molasından sonra Hakkari'ye hareket. Varışta Şenler Otel'e 3*yerleşme. Akşam, size özel hazırlanmış bir Hakkari yemeği olan Doğaba tadımı.

Sabah, Hakkari'nin özel "serpme kahvaltı" keyfinden sonra, şehir merkezinden 18 kilometre mesafede bulunan Berçelan Yaylası'na hareket. Güzel floraya sahip bu yayla, göçerlerin yazın hayvanlarını otlatmak için geldikleri ve geleneksel kara çadırları ile yaşadıkları bir düzlük alana sahiptir. Burada otlayan hayvanlar, bu olağanüstü manzaraya ayrı bir güzellik katar. Yayla civarında yer alan Seyithan buzul gölü de başka bir güzellik kaynağıdır. Yaylayı gezdikten sonra Hakkari'ye geri dönüş ve yerel bir lokantada öğle yemeği. Yemekten sonra Meydan Medresesi gezisi ve Hakkari şehir merkezinde serbest zamanın ardından, Sümbül Dağ ile Cilo arasında Otuz Tepe'yi görmek ve fotoğraflamak için, Mergabütan yayla yoluna bir noktaya kadar çıkış. Akşam yemeği yerel bir lokantada, geceleme Şenler Otel'de.

Sabah, kahvaltının ardından Zap Vadisi'nin ve Cilo Dağları'nın müthiş manzaralarını izleyerek Hoşap Kalesi'ne hareket. Yol üzerinde, Albayrak Köyü'nde, Zap Vadisi'ne hakim bir tepe üzerinde, 13-14 yüzyıllarda inşa edilip, günümüze kadar bir çok restorasyon geçiren Aziz Bartholomeus Kilisesi gezisi. Bu etkileyici yapıyı tanıdıktan sonra yola devam ve Doğu anadolu'nun sembol yapılarından olan ve türkiye İran yolu üzerinde stratejik bir noktada, sarp kayaların üzerinde yükselen, varoluşu çevredeki bir çok yerleşim gibi Urartular zamanına kadar uzanan, ancak bugünkü görünümüyle tipik bir Orta Çağ yapıtı olan Hoşap Kalesi'ne varış. Kaleyi dıştan gördükten sonra (son senelerde kaymalar oluştuğu için kapalı tutulmakta) Van'a doğru yola devam. Varışta öğle yemeği ve Van Arkeoloji ve Etnografya Müzesi gezisi. 2011 senesinde depremden zarar gören müze binası, yeniden inşaa edilerek 27 Ağustos 2019 da hizmete girmiştir. Özellikle Urartu eserleri bakımından çok zengin olan müze, barındırdığı Hakkari Stelleri ile eşsizdir. 1998 yılında Hakkari Kalesi eteklerinde bulunan 13 taş stel hala gizemini korumaktadır. Bunlar Anadolu coğrafyasında bulunan ilk çıplak savaşçı stelleridir ve yaklaşık olarak M.Ö. 2 binli yıllar veya sonrasında yapıldıkları tahmin edilmektedir. Müze gezisinin ardından Van Kalesi'nden, göl üzerinde güneş batışını izlemek. Akşam yemeği ve geceleme Elite World otelde 5*.

Sabah, Göl kıyısında güzel bir Van Kahvaltısı ve ardından, Göl manzaralarını seyrederek Tatvan' a doğru yola devam. Otele yerleşme ve yerel bir lokantada öğle yemeği. Daha sonra Ahlat'a hareket. Yol boyunca gölün çekici manzaralarını seyretmek için bir çok mola vererek Ahlat'a varış. Burası Ortaçağ Türk mimarisinin 11. ve 12. yüzyıldan beri özelliğini yitirmemiş, 8.000 civarında mezar taşını içeren bir açık hava müzesini andırır. Kırmızıya dönen tonlardaki taşlardan yapılmış anıt mezarlarla yeşil çimlerin muhteşem bir görüntü sergilediği Ahlat'ı gezdikten sonra Nemrut Krater Gölü'ne doğru yola devam. En son lav fışkırtmasının 1441 yılında meydana geldiği Nemrut, uyuyan bir volkan olup Doğu Anadolu'nun en yüksek dağlarından biridir. Krater etrafında ki en yüksek tepe olan Sivritepe 2935 mt'ye ulaşır. Nemrut'ta patlamalar sonucunda oluşan kraterin ağız genişliği 48 km2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 2.247 mt'dir. Kraterin içinde bulunan ve üçü mevsimlik olan beş gölün en derin noktası 155 mt'yi bulur. Bunlardan en büyüğü olan Nemrut Gölü, Dünya'nın en büyük ikinci krater gölü olup ay biçimindedir. Çarpıcı renklerin ve ışık oyunlarının gözlenebildiği Nemrut Gölü'nün suları tatlı ve soğuktur. Nemrut Gölü'nün harika manzaralarını seyredip, civarında bir gezinti yaptıktan sonra Tatvan'a dönüş. Akşam yemeği ve geceleme Taşar Royal Otel'de 4*.

Sabah, kahvaltının ardından Muş'a doğru yola çıkış. İlk olarak Güroymak ilçesinde bulunan Budaklı Kaplıcaları'nda bir fotoğraf molası. Nemrut Volkanı'nın sıcak sularıyla oluşan kaplıca gölleri, kışın ahırlarda sıkılan atlar ve mandaları, ve de onların banyo arkadaşı çocukları rahatlatan adeta bir açık hava buhar ve sıcak su banyosuna dönüşür. Bu ilginç manzarayı fotoğrafladıktan sonra, başka bir doğa olayını gözlemlemek üzere Solhan'a hareket. Burada, üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş bir düzlük alanda, üzerine yüzen üç ada bulunan, 300m²'nin civarında ilginç bir krater gölü bulunmakta. Üzerlerinde bodur ve dış budak ağacı bulunan adalar göl içinde birbirinden bağımsız olarak hareket etmekteler. Yüzen Adalar'ı gördükten sonra Muş'a doğru yola devam. Varışta Murat Köprüsü, Eski Çarşı, Ulu Cami ve Kale Parkı'nı gezdikten sonra yerel bir lokantada öğle yemeği ve Bitlis'e hareket. Yol üzerinde, Anadolu'nun en büyük kervansaraylarından biri olan El Aman Han'da mola ve ardından Bitlis'e varış. Selçuklu ve Osmanlı devletlerine ev sahipliği yapmış şehirlerden biri olan Bitlis'te eski taş yapıların otantik görüntüleri ve arasındaki sokaklar çekici bir güzelliğe sahiptir. Şehrin ilginç tarihi yapılarından, Selçuklu Dönemi'ne ait Islahiye Medresesi, Ulu Camii ve Etnoğrafya Müzesi gezileri. Geri dönüş yolunda Hizan, Uzuntaş Köyü'ne uğrayarak ilginç taş evleri görüp ve foğrafladıktan sonra Tatvan'a varış. Akşam yemeği ve geceleme Taşar Royal Otel'de 4*.

Gün boyu, önce Van Gölü, sonrasında da Ağrı Dağı manzaralarını sindire sindire izleyeceğimiz bir yolculuk bizi bekliyor. Sabah, eşleşme döneminde suyun akışının tersine yüzerek, tatlı sulara göç eden İnci Kefali'nin zorlu serüvenini izlemek üzere Erciş'e hareket. Dünya'da sadece Van Gölü'nde yaşayan endemik bir balık olan İnci Kefali, üreme döneminde Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularından kaçarak, akıntıya doğru zıplayarak yüzer ve derelere sığınır. Bu ilginç doğa olayını izledikten sonra, Doğubayazit'e doğru yola devam ve yolculuğun sonunda, Ağrı Dağı'nın ovasında kurulu Doğubayazit'e varış ve yerel bir lokantada öğle yemeği. Ardından, İnşaatında değişik mimari sitillerin büyük bir uyumla kullanıldığı, şehre tepeden bakan bir konumda bir derebeyi kalesi görünümündeki İshakpaşa Sarayı gezisi. Geziden sonra, İran sınırını takip eden yol boyunca ilerleyerek Muradiye Şelalesi'ne varış. Muhteşem bir görsellik sergileyen şelalede mola ve daha sonra, Van Gölü kıyısında ki, tarihte Urartu Krallığı'nın başkenti olan Van şehrine varış. Akşam yemeği ve geceleme Van, Elit Word otelde 5*.

Sabah, kahvaltıdan sonra, sempatik Van Kedileri'ni görmek için Kedi Evi'nde bir mola ve ardından, Akdamar Adası'nın iskelesi konumundaki Gevaş'a hareket ve buradan gemiyle Ada'ya geçiş. Akdamar Kilisesi gezisi: Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7.ci yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak maksadıyla Kral I. Gagik'in emriyle, 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılır. Kızıl andezit taşının kullanıldığı kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap'tan alınma sahnelerle bezenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde eşsiz bir konuma sahiptir. Son yıllarda restore edilen kilisede, yılda bir kez ayin düzenlenmekte. Geziden sonra karaya dönüş ve Gevaş'ta öğle yemeği. Ardında Çavuştepe' ye doğru yola devam: Urartular zamanındaki adı Sardurihinili olan Çavuştepe, Milattan önce 764 ile 735 yılları arasında devleti yöneten II. Sarduri tarafından yaptırılmış ve adının Urartu Dili'ndeki anlamı Sarduri'nin kurduğu kenttir. Aşağı ve Yukarı Kale olarak ikiye ayrılır. Yukarı Kale'de büyük bir kale platformu ve Tanrı Haldi'ye ait bir tapınak, Aşağı Kale'de ise çok sayıda atölye, taş surlar, depo, saray, mahzenler, su sarnıçları, tuvaletler (en eski tuvalet örneği), kanalizasyon sistemi bulunmakta. Buradaki Urartu sulama kanalları günümüzde de kullanılmakta. Çavuştepe gezisinin ardından Havalimanı'na transfer.

Türk Hava Yolları'nın TK2751 no.lu uçuşu ile 18:00'de İstanbul Havalimanı'na hareket ve 20:20'de varış

AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7085 no.lu uçuşu ile 17:55'de Ankara Havalimanı'na hareket ve 19:35'de varış

AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7085 no.lu uçuşu ile 17:55'de Ankara üstünden İzmir'e hareket ve 21:20'de varış

AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7085 no.lu uçuşu ile 17:55'de Ankara üstünden Antalya'ya hareket ve 21:25'de varış