Diyarbakır & Nemrut Dağ & Göbeklitepe


Dünya Mirası Listesi'ndeki Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, Nemrut Dağı, Göbeklitepe ve geçici listedeki Zerzevan Kalesi'ni keşfetme imkanı bulacağınız, dop dolu beş günlük bir yolculuk. Bunun yanında az tanınan Hilar Mağaraları, Çayönü, Zerzevan Kalesi, Karahantepe, Soğmatar'ı da gezebileceğiniz zengin bir seyahat programı. Çeşitli kültürlerin buluştuğu Mezopotamya'nın kendine özgü atmosferinde yapacağınız bu yolculukta, bir çok farklı ören yerini gezip, farklı kültürleri tanıyacağınız gibi, keyifli bir tatil yapabilir, Diyarbakır ve Urfa'yı derinlemesine keşfedebilirsiniz. Kısacası, az zamanda yorulmadan çok gezip çok görceğiniz bir yolculuk sizleri bekliyor...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir çok medeniyeti keşfedeceğiniz bir yolculuk;
  • Dünya Mirası Listesi'nde olan Nemrut Dağ, Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, Göbeklitepe gezileri;
  • Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Zerzevan Kalesi gezisi;
  • Hilar Mağaraları, Çayönü, Perre Antik Kenti, Karahantepe, Soğmatar gibi az tanınan tarihi mirasların keşfi;
  • Nemrut Dağı ve çevresinin çok detaylı gezisi,
  • Eğil'de, Fırat üzerinde keyifli bir tekne turu;
  • Diyarbakır ve Şanlırfa'da 1 er, Kahta'da 2 gece konaklama;
  • Şanlırfa'da Sıra Gecesi deneyimi ve yöresel mutfağın lezzetlerinin tadımı.

1. Gün Diyabakır - Hevsel Bahçeleri - Eğil - Çayönü

  • İstanbul Havalimanı'ndan, saat 05:55'de, Türk Hava Yolları'nın TK2602 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 07:45'de varış
  • Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan, saat 06:45'de, AnadoluJet'inTK7210 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 08:25'de varış
  • Ankara Havalimanı'ndan, saat 07:40'da, AnadoluJet'inTK7140 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 09:00'da varış
  • İzmir Havalimanı'ndan, saat 05:40'da, SunExpress'in XQ9192 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 07:30'de varış
  • Antalya Havalimanı'ndan, saat 07:00'de, SunExpress'in XQ7112 no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve 08:40'da varış

  • Saat 09:15'de Diyarbakır Havalimanı'nda buluşma ve Dicle kıyısındaki, Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hevsel Bahçeleri'ne doğru hareket. Bu bahçeler, Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli arazi olup, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük kuş cennetidir. 180'den fazla kuş türünün yanı sıra susamuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok memelinin de barınağı olup Türkiye'de nadir bulunan yaz atmacalarına da ev sahipliği yaptığı bilinir. Burada müthiş bir Diyarbakır kahvatısından sonra Ergani Ovası' nda, Dicle Nehri yakınlarında bulunan ve neolitik dönemin değişim sürecine dair çok iyi bulgular veren Çayönü Höyüğü'ne varış. 1963 yılında bulunan ve Prof Dr. Halet Çambel ile Prof Dr. Robert J. Braidwood tarafından ilk kazıları yapılan bu neolitik yerleşkede M.Ö. 10200 yıllarından, M.Ö. 4200'lü yıllara kadar, 6000 yıl boyunca birbirinden farklı mimari tasarımlarda binalar bulunmuştur. Burada avcı - toplayıcı toplulukların yerleşik hayata geçişini gözlemlemek mümkün: İlk başlarda avcılık ile yaşan halk M.Ö. 6000 lerde tarım hayatına geçmişti. Ergani bakır yataklarının dünyanın en eski maden ocakları olması nedeniyle, Çayönü İnsanı, dünyanın başlıca yerlerinden ikibin yıl önce bakırı işleyerek alet yapmayı başarmıştı. Burada bulunan eserlerin bir çoğu değişik müzelerde sergilenmekte. Çayönü'nün bir parçası olan ve ilginç kaya-mezarlar içeren Hilar Mağaraları'da gezdikten sonra öğle yemeği ve Dicle Nehri kıyısında, Peygamberler Şehri olarak da bilinen ve Asurlular'dan kalma bir kale ile birçok antik mağaraya ev sahipliği yapan, muhteşem bir manzaraya hakim olan Eğil'e doğru yola devam. Varışta, Fırat Nehri üzerinde bir tekne gezisi ile Kralkızı barajına kadar giderek mağara ve kaya mezarları ile Dicle'nin sarp kıyılarını gördükten sonra, Hz Elyasa ve Hz Zülkifl mezarlarında mola verip, Diyarbakır'a doğru yola devam. Varışta, otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

    2. Gün Diyarbakır - Zerzevan - Kahta

    Sabah, kahvaltıdan sonra, Diyarbakır'ın keşfi: Mezopotamya ile Anadolu Medeniyetleri'nin geçiş noktasında olan Diyarbakır'ın tarihi MÖ. 3000 yıllarına kadar uzanır. Bu dönemde şehrin merkezinde, Hitit ve Hurri-Mittani egemenliği yaşanmış ve MÖ 1260 dan sonra sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Ermeniler,Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler,Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular,İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakır'a egemen olmuşlar. Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve yukardan bakıldığında balığa benzeyen 5.5 km uzunluğu ve 7-8 m yüksekliği ile Çin Seddi'nden sonra Dünya'nın en uzun surları olması ile ünlenen Diyarbakır Surları, şüphesiz kentin en ilgi tarihi eserleridir. 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı bulunan siyah bazalttan yapılmış. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiş. Surlar gezisinin ardından, şehrin en eski yerleşim alanı olarak kabul edilen ve son senelerde ciddi bir retorasyon geçiren İç Kale gezisi: Saint George Kilisesi, Arkeoloji Müzesi, Atatürk Müzesi, Taş Eserler Müzesi, Virantepe Höyüğü kazı alanı, Aslanlı Çeşme ve eski saray kalıntıları... Daha sonra, Hz.Süleyman Camii, Cahit Sıtkı Tarancı Evi Kültür Müzesi ve M.S. 639 yılında Mar-Tama kilisesinden camiye çevrilerek kara taşlarla inşa edilen ve Anadolu'nun en eski camisi olan Ulu Camii gezisi ile devam: Avlusundaki şadırvanları, çeşitli devirlere ait kitabeleri yönünden büyük değer taşımaktadır. Ulu Camii'nin yanında bulunan, 1194 yılında Artuklu Melikül Mesut Kutbudin Ebu Muzaffer Sokman zamanında inşaasına başlanan Mesudiye Medresesi şehirde yapılan ilk büyük medrese olup "Anadolu'nun ilk üniversitesi" olarak kabul edilir. Ortasında avlu bulunan Medrese kesme taş ile yapılmıştır. Ardından, 3. yüzyıldan kalma Meryem Ana Kilisesi gezisi: Ortodoks Süryanilere ait faal durumda olan Kilise'nin ahşap işçiliği, sütunları, sütun başlıkları, parmaklıkları, kürsüleri ve ikonaları ilgi çekicidir. Gezi güzergahında Keçi Burcu, Ermeni Katolik Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Kilisesi'ni gezdikten sonra, Anadolu'nun tek dört ayaklı minare örneği olan Şeyh Mutahhar Camii ziyareti. Dört ayağın önemi, dört İslam mezhebini simgelemesinden gelir. Minare, Akkoyunlular'ın en önemli anıtsal eseridir. Sülüklü Han'da kısa bir moladan sonra şehir merkezinde, yerel bir lokantada öğle yemeği. Yemekten sonra, Roma İmparatorluğu döneminde adı Samachi olan Zerzevan Kalesi' ne doğru hareket: Bir sınır garnizonu kalesi olan Zerzevan, günümüzde Dünya Mirası Geçici Listesi' nde bulunmakta. Dünyanın en iyi korunmuş askeri yerleşimi olan bu kalede son senelerde yapılan kazılarda, dünyada bulunmuş son Mithras Tapınağı ortaya çıkarıldı. Yapının Roma'nın doğu sınırındaki ilk tapınak olması, inanç tarihi açısından büyük bir önem taşımakta. Kale gezisinden sonra, Kahta'ya doğru yola devam. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

    3. Gün Nemrutdağ ve çevresi - Perre Antik Kenti

    Nemrut Dağı Tümülüsü ve çevresindeki kültürel zenginlikleri derinlemesine keşfedeceğiniz bir gün: Sabah, gün doğumundan önce, otelde sıcak bir içecek aldıktan sonra, minibüslere binerek Kommagene Kralı 1. Antiochos tarafından MÖ. 1. yüzyılda yaptırılan ve Pers ile Yunan stillerinin bir karışımı olan, 2200 mt irtifadaki Nemrut Dağı Tümülüsü'ne doğru hareket. 1987 senesinden beri Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Nemrut Dağı'nın doruğu bir yerleşim yeri olmayıp, Antiochos'un, 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki mezar tümülüsünün bulunduğu kutsal alandır. Zirveye varışta, Doğu terasına yerleşerek, dağ silsileleri üzerinden muhteşem gün doğuşunu izledikten sonra Doğu, Batı ve Kuzey teraslarında bulunan ve Helenistik Dönem'in en görkemli kalıntılarından biri olan devasa heykellerin keşfi: Kireçtaşı bloklarından yapılmış olan ve iyi korunmuş durumdaki heykeller 8-10 metre yüksekliktedirler. Ortadaki tümülüsün altında bulunan mezar odası ise küçük kaya parçalarıyla örtülerek koruma altına alınmış. Her ne kadar yazıtlarda kralın mezarının burada olduğu belirtiliyorsa da bugüne kadar keşfedilememiştir. Doğu ve batı teraslarında Antiochos ile tanrı ve tanrıça heykellerinin yanı sıra aslan ve kartal heykelleri bulunmaktadır. Batı terasında eşsiz bir aslanlı horoskop yer almaktadır. Heykeller Helenistik, Pers sanatı ve Kommagene Ülkesi özgün sanatı harmanlanarak yontulmuştur. Bu anlamda Nemrut Dağı'na batı ve doğu uygarlıklarının köprüsü denebilir. Tümülüsü gezip, muhteşem güneş batışını izledikten sonra, zirveye çok yakın bir restoranda sabah kahvaltısı keyfi. Daha sonra Kahta'ya dönüş yolunda, 13.850 hektarlık Nemrut Dağı Milli Parkı'nda bulunan Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, eski Kahta,Arsameia Antik Kenti tapınak alanı ve Şeytan Köprüsü gezileri. Öğlene doğru Kahta'ya varışta, otelde dinlenme ve göl kıyısında öğle yemeği. Öğleden sonra, Nemrut Dağı Tümülüsü'nü uzaktan görebilecek bir alanda, o dönemde önemli bir ticaret yolu olan, Malatya - Samsat yolu üzerinde konumlanmış Perre Antik Kenti'ni gezmek üzere Adıyaman'a doğru yola çıkış. Mezopotamya'da Pirin olarakta bilinen yerleşim, Kommagene Krallığı'nın beş büyük kentinden biridir. Antik Roma kaynaklarında suyunun güzelliğinden bahsedilmekte, kervanlar, yolcular ve ordular tarafından dinlenme yeri olarak kullanıldığı anlatılmaktadır. Halen kullanılan Roma Çeşmesi'ni gezi esnasında görebilirsiniz. Hıristiyanlık döneminde önemli bir dini merkez olduğu anlaşılan kentin adının bazı kaynaklarda kutsal şehir olarak da geçtiği görülür. Bir tepe üzerindeki kayalara şekil verilerek kurulan antik kent, kazılar ilerledikçe muhteşem bir görüntü sergilemekte. Geziden sonra Adıyaman merkezine giderek, 4 veya 5'inci yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Mor Petrus ve Mor Paulus Kilisesi ' ni gezdikten sonra Kahta'ya geri dönüş. Eski üsul fırında pişmiş güveçin tadına bakacağınız akşam yemeği ve geceleme otelde.

    4. Gün Göbeklitepe - Şanlıurfa - Urfa Arkeoloji Müzesi - Haleplibahçe Mozaik Müzesi - Balıklı Göl - Hanlar

    Sabah, kahvaltıdan sonra, otelden Göbeklitepe istikametinde hareket. Yol üzerinde Atatürk Barajı'nda mola. Ardından, Dünya Mirası listesine dahil edilen Göbeklitepe'ye doğru yola devam. Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu olan Göbeklitepe, araları taş duvarla örülü T biçimindeki 10 - 12 yuvarlak planda dizilmiş dikilitaş ve merkezine yerleştirilmiş daha yüksek boyda iki dikilitaştan oluşmakta. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenmiş. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmekte. Sonuçta, buranın bir yerleşim yerinden ziyade bir kült alanı olduğu savı güç kazanmakta. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa edilmiş olduğu düşünülmekte ve tüm bu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmakta. Gezinin ardından Şanlıurfa'da öğle yemeği ve 2015 yılında açılan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi gezileri: Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Arkeopark ve Edessa Mozaik Müzesi'nden oluşan Haleplibahçe Müze Kompleksi, 34 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye'nin en büyük müzesi olma özelliğini taşıyor. Göbeklitepe, Nevalı Çori, Akarçay Tepe, Hassek Höyük, Gre Virike, Lidar Höyük gibi höyüklerin her biri uygarlık tarihinin mihenk taşlarını oluşturuyor. Şanlıurfa'da özellikle 1960'lı yıllardan beri yapılan Baraj Kurtarma Kazıları ile çok önemli arkeolojik eserler keşfedildi. Çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulan yeni Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde bu höyüklerin her biri, gerek kazı hikayesi gerekse eserleri ile, bölgede uzun yıllar çalışmış ve bu kazılarda görev almış deneyimli bilim insanlarının desteği ve katkısı ile özel tasarlanan bir mekan içerisinde sergilenmekte. Daha sonra, Arkeoloji Müzesi'nin yanında bulunan ve Haleplibahçe kazı alanında, yani taban mozaiklerin bulunduğu yerde, in situ olarak inşa edilen Mozaik Müzesi ile geziye devam. Savaşçı Amazon kadınlarının, dünyada ilk kez bir mozaiğe resmedildiği parçada dahil olmak üzere son derece etkileyici ve iyi korunmuş mozaik örnekleri göreceğiniz bu gezinin ardından, müzenin hemen yanında bulunan Balıklı Göl gezisi: İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın sembolü haline gelmiş. Gölü ve çevresindeki dini yapıları gezdikten sonra, Balıklı Göl'ün yanında bulunan Halil Ür-Rahman Camii ziyareti: Rahip Urbisyus tarafından, 6.yüzyılda inşa ettirilen kilise, Abbasi Halifesi Me'mun döneminde yapılan değişiklikler ile camiye dönüştürülerek bu adı almış ve şehrin en kutsal mekanlarından biri haline gelmiş. Daha sonra, İstanbul, Bursa ve Edirne'den sonra Kapalı Çarşı açısından Anadolu'nun önde gelen illeri arasında yer alan Urfa'nın tarihi dokusunun keşfine, Gümrük Han'ın etrafında yoğunlaşan Bakırcılar Çarşısı, Sipahi Pazarı, Kınacılar Pazarı gibi Kapalı Çarşılar'ın gezisiyle devam. Ardından Otele yerleşme. Akşam yemeği yöresel yemekler ve müzikler eşliğinde geleneksel ''Sıra Gecesi''.

    5. Gün Karahantepe - Soğmatar - Harran - Şanlıurfa - Dönüş

    Sabah, kahvaltının ardından, 1997 yılında keşfedilen ve Tek Tek Dağları Milli Parkı içerisinde bulunan Karahantepe'ye doğru hareket. Kazıları 2019 yılında başlayan Karahantepe çok yeni ziyarete açıldı. 250'den fazla ve yüzeylerinde insan ve hayvan tasvirleri yer alan, Göbeklitepe'dekilere benzer dikilitaşı yüzeyden kısmen görmek mümkün. Burada pek çok insan tasviri ön plana çıkıyor Bu, Göbeklitepe'den geniş ve zengin olduğu kadar da ilginç höyük kazı alanını keşfettikten sonra, Soğmatar'a doğru yola devam. Soğmatar'ın adı, Arapça yağmur demek olan "Matar" sözcüğünden gelir. Kışın bol yağmur alan bölgedeki çok sayıdaki sarnıç, dağlarda otlatılan koyun ve keçi sürülerinin yaz aylarındaki su ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu nedenle köy günümüzde de "Yağmurlu" adıyla anılmakta. Hz. Musa'nın burada çiftçilik yaptığına ve köy içerisindeki kuyulardan birinin Hz. Musa'nın mûcizevi asası tarafından açıldığına inanılmaktadır. Araştırmacılar, köyün ortasında yer alan höyük, Soğmatar'ın milattan önceki çağlara uzanan tarihini gün ışığına çıkartacak belgeleri içerisinde barındırdığını ve burada yaşayanların Assur ve Babillilerin politeist inancından gelen ve ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Pagan dine inandıklarını ileri sürmektedirler. Aynı çerçevede, köyün üstündeki açık hava mabedi "Kutsal Tepe"nin batısında ve kuzey batısındaki tepelerde yer alan 7 adet yapının Güneş, Ay, Satürn, Jüpiter, Mars, Venüs ve Merkür tanrılarını temsil eden tapınaklar olduğu söylenmektedir. Köyde öğle yemeği ve çevresindeki geziden sonra Harran'a doğru yola devam. Kuzey Mezopotamya'nın en eski yerleşimlerinden ve ilk bilim merkezlerinden olup, Dünya'nın ilk üniversitesini barındıran Harran'a varış. Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. 2.000 başlarına ait çivi yazılı tabletlerde rastlanır. M.Ö. 2.000'in ortalarına ait Hitit Tabletleri'nde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasında yapılan bir anlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısının (Sin) ve Güneş Tanrısının şahit tutulduğu belirtilmektedir. Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek batı ve kuzeybatıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasında dolayı Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu'dan Mezopotamya'ya Mezopotamya'dan da Anadolu'ya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştı. Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur. Harran, Ay, Güneş ve Gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin (Sabiizm) önemli merkezi olmasıyla tanınırdı. Bu nedenle Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemişti. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi Harran Ekolü'dür. Günümüzde ise, zamanla çölleşen Mezopotamya Ovası yüzünden fakirleşen Harran, GAP ile yeniden canlanmakta fakat, üçbin yıllık geçmişi olan ve Harran'ın simgesi durumuna gelen koni biçimindeki Mezopotamya Evleri, maalesef şehirleşme karşısında yok olma tehlikesi altına girmekteler. Bu ilginç kasabayı ve antik kentin harabelerini gezdikten sonra uygarlığın beşiği Şanlıurfa'ya doğru yola devam. Varışta serbest zaman ve son akşam yemeğinin ardından havalimanı'na tranfer.

  • Türk Hava Yolları'nın TK2243 no.lu uçuşu ile 20:15'de İstanbul Havalimanı'na hareket ve 22:15'de varış
  • AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7117 no.lu uçuşu ile 21:50'de Ankara Havalimanı'na hareket ve 23:10'da varış
  • AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7117 no.lu uçuşu ile 21:50'de Ankara üstünden İzmir'e hareket ve 01:10'da varış
  • AnadoluJet Hava Yolları'nın TK7117 no.lu uçuşu ile 21:50'de Ankara üstünden Antalya'ya hareket ve 01:00'de varış
  • Diyarbakır: Demir Otel 4 *
    Tripadvisor'a Git
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Kahta : Hotel Nemrut 2000 3 *
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Şanlıurfa: Dedeman Şanlıurfa 5 *
    Tripadvisor'a Git
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Rezervasyon Şartları:
    Covid-19 salgınının neden olduğu kargaşadan dolayı, 2021/23 senelerine özel olarak tura kayıt şartlarında değişiklikler yaptık:
    Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak tutulacak ve münferit olarak, adınıza alımlarını yapacağımız uçak biletlerinizi tedarik ettiğinizde tur rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Tur ücretini,
  • Yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 15 gün öncesine kadar,
  • Ancak turun, bu tarihlerden önce tamamiyle dolması halinde, katılımcı sayısını kesinleştirmek için %25 ön ödeme talep edilebilir.


  • * Turun uçak biletleri, talep ve bilet ödemenizi gerçekleştirdiğiniz gün münferit olarak kesilerek size ulaştıralacaktır. Herhangi bir iptal durumunda, biletinizin iadesini doğrudan havayolu şirketinden, onların belirlediği şartlarda talep edebilirsiniz. Ancak, ilerleyen tarihlerde münferit uçak bilet fiyatları değişiklik gösterebileceği için, bilet taleplerinizi öncelikle yapmanız size avantaj sağlayacaktır.
    Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
    • 1. Günden 5.güne kadar 5 öğle ve 5 akşam yemeği;
    • Nemrut Dağı'nda kahvaltı;
    • Programda belirtilen otellde oda+kahvalı olarakkonaklama;
    • Eğil'de tekne turu;
    • Konforlu araç ile seyahat;
    • Rehberlik hizmetleri.
    • Tüm bahşişler (Tur Rehberi Bahşişi hariç) ;
    • İptal ve Sağlık içerikli Seyahat Sigorta Paketi*.
    Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
    • Diyarbakır'a ulaşım ve Şanlıurfa'dan dönüş;
    • Ören yerleri girişi için müze kart;
    • Programda belirtilmeyen geziler;
    • Tur lideri bahşişi;
    • Her türlü kişisel harcama;

    * Polo Turizm özel seyahat sigorta paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, ilk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçe, Dünyanın Renkleri Turizm Seyahatleri'ne katılan yolcuların tamamını kapsar. Poliçenin:

  • Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü
  • Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına alır. 85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bu kapsamın dışındadır.
  • Seyahat Sağlık bölümü, seyahat esnasında sağlık sorunları veya vefat durumunda, masraflarınızı: Yurt Dışı seyahatlerde 30 000 EURO ya; Yurt İçi seyahatlerde ise 10 000 TL sına kadar karşılamaktadır. Kapsam alanlarının detayını poliçenizde görebilirsiniz.